İş Dünyasındaki Büyük Farklar
Başarılı bir yeni işletme yaratmak, özellikle yeni bir şirketin büyük, köklü işletmelerle rekabet etmesi gerektiğinde zor bir iştir.
Küçük işletmeler ve büyük işletmeler aynı pazarda faaliyet gösterebilirken, işletme operasyonları üzerinde büyük bir etkiye sahip olabilecek önemli farklılıklar vardır.
Küçük işletmeler sadece büyüklük bakımından büyük olanlardan farklı olmakla kalmazlar, aynı zamanda farklı yasal yapılara, finansman düzenlemelerine ve pazar nişlerine sahiplerdir.
Bir işletmenin büyüklüğü, çalışan sayısıyla veya belirli bir dönem içindeki toplam satışlarla ölçülebilir; ancak büyük bir işletmeyi küçük bir işletmeden ayıran belirli bir hat yoktur.
Pazar nişindeki farklılıklar Küçük işletmeler ile büyük şirketler arasındaki diğer bir fark, küçük şirketlerin genellikle niş bir pazara odaklanırken; daha büyük şirketlerin daha geniş çeşitlilikteki tüketicilere, daha fazla ürün ve hizmet sunma eğiliminde olmalarıdır.
Yalnızca birkaç çalışanı olan küçük bir şirket, çok özel bir pazarda tek bir ürün ya da hizmet satarak ayakta kalmaya yetecek kadar para kazanabilir.
Şirketler büyüdükçe, yeni pazarlara açılma ve satışları artırmak ve daha fazla çalışan işe almak için yeni ürünler ve hizmetler sunma eğilimindedirler.
Küçük işletme olmak Küçük işletmelerin büyük bir şirketten daha iyi müşteri hizmeti sunmalarının birkaç nedeni vardır.
Küçük olmak, daha iyi müşteri bilgisi demektir. Küçük bir şirket, müşterilerine daha yakındır ve insanların beklentilerini karşılamak, istediklerini öğrenmek için daha az kaynağa ihtiyaç duyar.
Milyonlarca müşteri kaydını tutan karmaşık CRM sistemlerine ya da müşteri segmentlerini, onların gizli beklentilerini 'açığa çıkarmak' amacıyla tanımlamak için derinlemesine mozaik sınıflandırmasına gerek yoktur.
Küçük olmak genellikle esnekliği teşvik eder.
Küçük işletmeler için, değişken pazar talebine uyum sağlamanın ve tüketici tercihlerini değiştirmenin maliyetleri çok daha düşüktür.
Yeni bir eğilimi daha erken fark edebilirler ve standartlaştırılmış işletim prosedürleri yerine sağduyu uygulama lüksüne sahip olabilirler.
İşletmelerin itibar yönetimi Aynı zamanda küçük işletmeler güveni kolaylaştırabilir.
Güven, bir işletmenin sahip olabileceği en değerli varlıktır.
Büyük işletmelerin başarısızlıklarının ve kurumsal yönetim skandallarının yaşandığı zamanlarda, müşteriler büyük holdinglere olan inançlarını yitirirler ve bunun yerine topluluklarında pay sahibi olan yerel şirketlerle empati kurma eğilimindedirler.
Küçük şirketler, müşteri hizmetleri alanlarında doğal avantajlara sahip olsalar da, bu onların müşteri ile ilgili itibar riskleriyle karşı karşıya olmadığı anlamına gelmez.
Son yıllarda küçük işletmelerin çoğu hazırlıksız olarak itibar yönetimi zorunluluğuyla karşı karşıya kaldılar.
Bazıları bunun için ağır bedel ödedi.
Öte yandan, kendi itibarları hakkında daha fazla bilgi sahibi olan daha büyük şirketler, küçük işletmelerin güçlü yönleriyle bağlantı kurabildiler.
Bazı büyük şirketler ise, müşteri hizmetleri söz konusu olduğunda 'küçük bir şirket zihniyetini' geliştirmeyi ve korumayı başarılı bir şekilde başardılar.
İhtiyaçlarını anlayarak ve esnek kalarak tüketici güvenini kazandılar.
Büyük ve küçük işletmeler için alınacak ders açıktır.
Müşteri hizmetlerinin bakış açısından, küçük olmanın avantajlarını korumaya ve pekiştirmeye çalışmak; ancak itibarınız söz konusu olduğunda büyük düşünmek pazarda var olmanın en önemli aksiyonu olarak karşımıza çıkıyor.